Dinleyen (okuyan) bilir

Bilen anlar

Anlayan düşününür

Düşünen (sağlıklı) karar verir..

Dinlemek, ciddi bir iştir ve sanattır. Siz hiç aceleye getirilip öğrenilen, icra edilen bir sanat dalı gördünüz mü? Şahsen ben görmedim. Emek ister, sabır ister, o sanata aşk ister. Hal böyle iken dinlemek bundan farklı olabilir mi? Dinlemesini bilen çok fazla konuşmaz. Lüzumu kadar konuşur, geri kalan zaman diliminde konuşulanı dinler ve düşünür.

 

Fikirlerini zihninde demler. Evet evet.. zannetmeyin ki sadece çayın demlenmeye ihtiyacı vardır. Bilakis fikirlerimizin de demlenmeye ihtiyacı duyar. Bu kolay bir şey mi? Elbette kolay değil. Hele toplumumuzda genellikle zordur. Çünkü dinlemekten ziyade konuşmayı yeğliyoruz.

 

Dilerseniz dinleme eyleminin temel prensiplerini, kurallarına değinelim:

  • Dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınmalıyız Bu kişiye ve konuya ilgi gösterdiğinizin işaretidir. İnsanı aşağılamak, sadece söz söyleyerek olmaz. Dinlerken başka şeyle ilgilenmek de karşındakini aşağılamaktır. Belki bunun farkında olmayız. İstemeden yaparız. Ama masum hatalar bile sonucu değiştirmeye yetmiyor. Buna kalemle oynamak, kravatımızı belirgin bir şekilde düzeltmek gibi örnekler verebiliriz.

 

  • Fiziksel temas sağlamalıyız. Gerektikçe, (özellikle diyalog olumsuz seyir almışsa) bunu yapmalıyız. Böylelikle karşımızdakinin negatif düşüncelerini azaltmış oluruz. Bu duygu ve düşünce pekiştirici bir eylemdir. Dokunmak, duygusal yakınlık sağlar.

 

  • Samimi ve sıcakkanlı olmalıyız. Bu durum, bizim karşı tarafça sempatik görünmenize ve reddedilme ihtimalini azaltır. Bu konuda Mark Twain “Kişi, insanları kalbiyle Gözleri ya da zekâsı ile değil.” diyerek bize anlamlı bir mesaj veriyor.

  • Doğal davranmalıyız. Aşırı göz kontağı, jest ve mimik kullanımı, baş sallama, karşı tarafı oldukça rahatsız eder. Kimileri, doğallığı ukalalık olarak algılıyor. Oysa doğallık, özgüven ve mülayimlik ortası bir şeydir. Abartıya kaçmadan saygılı olmaktır.

 

  • Kendi Konuşmamızı sınırlamalıyız. Aynı anda hem konuşup, hem dinleyemeyiz. Az konuşup, çoğunlukla dinlemeliyiz. Yapılan araştılar, İnsanların konuşma hızının tam dört katı dinleme hızına sahip olduğunu göstermiştir. Ancak biz genellikle, bunu karşı tarafı alt etmek için ya da başka konuları düşünerek harcıyoruz.

 

  • Söz kesmemeliyiz. Bu bilinçsizce yapılsa bile, insana karşı yapılan en ağır hakarettir. Bir başka ifadeyle söz kesmek, kişiye atılan sıkı bir yumruktan farklı değildir.

  • Not almalıyız. Unutmamak, söz sırası bize geldiğinde kullanmak için not tutmalıyız. Ancak, her şeyi yazmamalıyız, seçici davranmalıyız. Yoksa diyalogdan koparız. Dante, “Not alan, iyi ” sözüyle bize dinlemenin ana mantığını anlatmaktadır. Ya da bunun tam zıddını Shakspeare “Yakalandığım dinlememe hastalığı, not tutmama hastalığıdır.” sözüyle ne güzel açıklıyor. İtiraf etmeliyim ki, açık oturumlarda not alma siyasiler açısından sıklıkla başvurulan bir usul olmasına rağmen, bir panel veya konferansta aynı hassasiyeti pek göremiyorum. Sizin bu konudaki fikirlerinizi merak ediyorum.

(Devam Edecek)

 

Not:

Bizimle her daim iletişimde olmak istemez misiniz? Çok basit bir yöntemi var: Öncelikle Telegram programını cep telefonunuza indirmeniz, sonra da aşağıdaki linke tıklayarak grubumuza üye olmanız yeterlidir. Ayrıca arkadaşlarınızı da davet edebilirsiniz.

Masa üstü veya dizüstü bilgisayarı kullananalar ayrıca bu versiyonu da kullanabilirler. Büro çalışanları için bu çok rahat kullanım sağlıyor.

https://t.me/joinchat/J-obtEy8xTvMitbdyaIU4g

Grupta görüşmek üzere.. bekliyorum..

  • Makalelerin altına yorum yapmanız bizi sevindirir.
Önceki İçerikNE DİYORSUN DOSTUM? (4)
Sonraki İçerikANNELER GÜNÜ NE ZAMAN?
1966 yılında Zonguldak’ta doğdu. İlk, ortaokul ve liseyi burada bitirdikten sonra 1997’de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. Tahsil hayatının tamamına yakının süresini, aynı zamanda ticari çalışmalarda bulunarak geçirdi. Birçok firmada personel, ara idareci ve idareci olarak görev aldı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli kademelerde görev aldı. Ticari hayatını sürdürürken, davranış psikolojisi alanında aldığı formel eğitimler aldı. Kendini tanıma, özgüven - motivasyon ve etkili iletişim becerileri alanında eğitimler vermeye başladı. Bu çalışmaları yanında, uzmanlık sahasıyla ilgili makaleler yazıyor. Bazı firmalara performans ve eğitim danışmanlığı yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here