Hepimiz diyaloglarımızda ve ilişkilerimzde  etkili olmak isteriz. Ama gerçek etkili olma performansının  bunun karşısındakini etkilemeye çalışmamaktan geçtiğinin farkında değiliz. Ne demek istiyorum? Yani etkilemek için baskı kurmamamız lazım.

Peki, bu durum bizim çocuğumuzla olan ilişkide değişir mi? Bazı ayrıntılar hariç, hayır. Çünkü o da bir insan, bir birey. Söylenen şey doğru bile olsa bize dayatılan şeyi hangimiz severek kabul ederiz? Önceki yazımda da bahsettiğim gibi “empatik bakış” sergilememiz gerekiyor. Kendimizi onların yerine koyarak, olaya ve muhatabımıza bu bakış açısı ile yaklaşmamız lazım. Eskilerimizin “hemhal olmak” dediği şey budur.

 

Aslında çocuklarımız için çok daha tehlikeli, mental olarak zayıf, silik kişilikler olarak yetişmesine sebep olacak en büyük tehlikeyi unutuyoruz;  her dediğimizi (sorgulamadan) yapan çocuklara sahip olmak.. İşte gerçek tehlike budur.

 

Çünkü insan, düşüncesi ile değerli olan varlıktır. Kabul edelim ki düşünen insanın yer yer itiraz etme hakkını kullanabilir. Biz yetişkinler, çocuklarımızın fikirlerimize itirazı bir fırsat bilmeliyiz. Onlara her görüşü olduğu gibi kabul etmektense, sorgulamayı, araştırıp doğruluğunu test etmeyi öğretmeliyiz. Fikre itirazın bizim otoritemize, saygınlığımıza bir itiraz olmadığını bilmeliyiz.

 

Hele fikirlerinin daha bir sabitlendiği yaşlara kadar zaten onun kesin bir fikri yoktur. Ve doğal olarak her çocuk anne ve babasını sever. Onların ilgi ve sevgisine muhtaçtır. Bunun doğru olmayan yönü, bir şeyi tartışırken çatışmaya dönüştürmemizdir. Onlara aktardığımız bilgi ve davranış kalıplarının gerekçelerini ve bilgi kaynaklarını yaş durumlarına göre onlara aktarmalıyız. Hepsi bu…

 

Tam da bu noktada “aile toplantıları”na değinip, yazımı tamamlamak istiyorum. Bizler zaman zaman, özellikle görüş ayrılıklarımız derinleştiğinde, sorunu (öfkelendiğimiz için) otoritemizi kullanarak çözmeye çalışmak gibi kötü alışkanlığımız var. Bir defa bunu kabul edelim. Bunun yerine gelin işler sarpa sarmadan, evladımızla aramızda uçurumlar oluşmadan haftada bir gün ve en az 15-20 dakika, en fazla 1 saat özel zaman ayıralım.

Ailenin tüm bireyleri bir araya gelerek toplantı yapalım. İlk başlarda babalar veya anneler, bir süre sonra da çocuklarımızın yönettiği bir yöntem izleyelim. Görelim o zaman, neler değişmeye başlıyor… Ancak karşılıklı suçlamalara meydan vermeden, “uzlaşmada 6 adım” kuralına göre yapalım bunu. Bunların neler olduğun merak ediyorsanız, köşe yazılarımızıdan haberdar olmak için kurduğumuz Telegram grubumuzu tavsiye ederim. Bu https://t.me/joinchat/Mx8-YEy8xTuLUISTykoMfw linke tıklayarak grubumuza dâhil olabilirsiniz. Sabırla takip edenlerinizin istifade edeceğini biliyor, bunun için sizlere tavsiye ediyorum.

 

Haklı olarak “- Hocam ortaya bir laf attın, ama bu aile toplantısını nasıl yapacağımızı söylemeden yazını bitirdin” demeyin diye, bu toplantılarının üslubunu, formatını da haftaya kaldığımız yerden devam ederiz. Hepinize, ağız tadıyla bir geçim sağlayacağı aile ortamı, kenetlenerek her türlü zorluğu aşacak dinamik bir yuva sahibi olma bahtiyarlığı diliyorum.

(devam edecek)

 

Not:

Bizimle her daim iletişimde olmak istemez misiniz? Çok basit bir yöntemi var: Öncelikle Telegram programını cep telefonunuza indirmeniz, sonra da aşağıdaki linke tıklayarak grubumuza üye olmanız yeterlidir. Ayrıca arkadaşlarınızı da davet edebilirsiniz.

Masa üstü veya dizüstü bilgisayarı kullananalar ayrıca bu versiyonu da kullanabilirler. Büro çalışanları için bu çok rahat kullanım sağlıyor.

https://t.me/joinchat/Mx8-YEy8xTuLUISTykoMfw

Grupta görüşmek üzere.. bekliyorum..

  • Makalelerin altına yorum yapmanız bizi sevindirir.
Önceki İçerikBİZİM ZAMANIMIZDA.. (1)
Sonraki İçerikBİZİM ZAMANIMIZDA.. (3)
1966 yılında Zonguldak’ta doğdu. İlk, ortaokul ve liseyi burada bitirdikten sonra 1997’de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. Tahsil hayatının tamamına yakının süresini, aynı zamanda ticari çalışmalarda bulunarak geçirdi. Birçok firmada personel, ara idareci ve idareci olarak görev aldı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli kademelerde görev aldı. Ticari hayatını sürdürürken, davranış psikolojisi alanında aldığı formel eğitimler aldı. Kendini tanıma, özgüven - motivasyon ve etkili iletişim becerileri alanında eğitimler vermeye başladı. Bu çalışmaları yanında, uzmanlık sahasıyla ilgili makaleler yazıyor. Bazı firmalara performans ve eğitim danışmanlığı yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here