#Kontrolcülük, genellikle hayatını kontrol edemediğini düşünen insanların sergilediği bir tutumdur. Siz siz olun, kontrolü ele almak için kontrolden vazgeçin. Böylece her şeyi kontrol edemeyeceğiniz gerçeğiyle, harekete geçme dürtünüzü dengeler ve kendinizi daha iyi hissedersiniz. Bir yazısında Csikszentmihalyi diyor ki; “İnsanın korunmacı güvenlik ağlarından vazgeçmeden, hayatının kontrolünü eline alması mümkün değildir. Kişinin, kontrolü elinde bulunduğunu hissedebilmesi, ancak kesin olmayan bir sonuç söz konusu olduğu ve bireyin o sonuca etki edebilme imkânı bulunduğu durumlarda mümkün olur.” Gerçekten de müdahale etmeyip (veya edemeyip) zamana bıraktığınız birçok problem, kendiliğinden çözülecektir.
Usta biniciler, durmak istediklerinin haricinde atın dizginlerini asla gergin tutmazlar. Bu atın kendi iradesini kullanarak koşmasına ve aynı zamanda onun işinin kolaylaşmasına fayda sağlar. Hayata dair bir eğitimci arkadaşımın 4. makalemdeki sözünü hatırladınız mı? Hatırlamayanlar yazıyı tekrar kontrol edebilirler.
Buradan tüm idarecilere bir tavsiyem olacak; araştırmalar, herhangi bir organizasyon içerisinde yapılacak işlerin kontrolü çalışanlara devredildiğinde, başarının % 70 arttığını, dolayısı ile iş stresinin azaldığını göstermiştir. Sevgili anne ve babalar; sizler de birer idarecisiniz, işleri delege edin. Ailenin tüm bireylerine dağıtın. Göreceksiniz, eğer buna cesaretle devam ederseniz, işler size eskisi kadar yük olmayacak.
Küçük Ali, her zaman odasını toplayacak, bıcır Betül bulaşıkları makineye dizmesine yardım edecek. Evin afacanı Mehmet, neşeyle sürahiyi annesine uzatacak, ergenlik fırtınaları ile çalkantılı bir dönem geçiren Okan çok daha az asileşecek, katılımcı ve paylaşımcı olacak. Yeter ki siz sabırla uygulayın. Bu konuyu daha ayrıntılı bir şekilde çocuk ve ebeveyn ilişkilerinde işleriz. Mesela aile toplantılarının önemini ne kadar dikkate alıyoruz?
Stresin her türlüsü zararlı değildir. Her insan motive olabilmek için belli bir miktar strese ihtiyaç duyar. Heyecanlanmayan bir damat adayı düşünün, onun için kısmetin gerçekleşmesi daha zordur. Tecrübeyle sabit. Aslında en tehlikeli stres, yetersiz olan strestir. Yani stressizlik, en büyük strestir. Günümüzde “emeklilik hastalığı” diye tabir edilen bir rahatsızlık tıp dünyasında yerini aldı. Bu, yıllarca sorumluluk ve koşuşturmanın verdiği yoğunluğun birden ortadan kalkması ile ortaya çıkar.
Kısaca tarifi budur. Uzmanlar, emeklilikten sonra eski tempoda olmasa da herkese bir uğraş, bir meşgale tavsiye ediyorlar. Demek ki “bir parça stresin olması iyidir.” fikrini artık kabul etmemiz lazım. Aslında olumsuz stres, çok az veya çok fazla olması durumlarda ortaya çıkar. Olumlu stres ise, yeterli derecede gerilim hissedip motive olduğumuz durumlarda ortaya çıkar ve en verimli şekilde çalışmamızı sağlar.
Olumlu ve olumsuz stres arasındaki sınır, #kişiselolgunlaşmanın meydana geldiği denge noktasıdır. Zaten huzurlu ve başarılı yaşam da “denge kurma sanatı”ndan başka bir şey değildir. Her şeyin aşırısından kaçınmak gerek. Takdir edersiniz ki, stresin de aşırısını bundan ayıramayız. Sizce de öyle değil mi? Yapılan araştırmalar, #hastalıkların yaklaşık % 75’inin, yönetilemeyen stres nedeni ile meydana geldiğini veya olan hastalığın kötüleşmesini oldukça hızlandırdığını göstermiştir.
Önümüzdeki yazıda stresin belirtilerini bir testler zinciri ile inceleyip, herkesin bu belirtiler çerçevesinde kendini şöööyle bir yoklama imkânı sağlayacağız.
(Devam Edecek)
Not:
Bizimle her daim iletişimde olmak istemez misiniz? Kolay bir yöntemi var: Öncelikle Telegram programını cep telefonunuza indirmeniz, sonra da aşağıdaki linke tıklayarak grubumuza üye olmanız yeterlidir. Ayrıca arkadaşlarınızı da davet edebilirsiniz.
Masa üstü veya dizüstü bilgisayarı kullananalar ayrıca bu versiyonu da kullanabilirler. Büro çalışanları için bu çok rahat kullanım sağlıyor.
https://t.me/joinchat/Mx8-YEy8xTuLUISTykoMfw
Grupta görüşmek üzere.. bekliyorum..
- Makalelerin altına yorum yapmanız bizi sevindirir.